Her insan bir gün ölecek ama mesele ölü hayatlar sürmek mi, özgür ve onurluca ölmek mi? Ölüm dediğin hayatın fazlalıklarını alır götürür, bu ölüm Aaron’nu herkesten daha üstün kılarak hafifletti!
25 Şubat 2024 tarihinde “Artık soykırıma iştirak etmeyeceğim” diyerek kendisini ateşe veren Aaron Bushnell, sadece Gazze için değil, siyonist kuşatma altında olan kendi halkı için de özgürlük ateşini yakmıştır. Yaptığı eylemi ve canıyla ödediği bedeli “Filistinlilerin, işgalcilerin elinde yaşadıkları karşısında benim eylemim çok da büyük bir şey değil” diyerek, suç ortağı olan Amerikan yönetimi başta olmak üzere bütün Dünya’ya kuvvetli bir mesaj olarak göstermiştir.
25 yaşındaki bu Amerikalı genç, başta kendi halkı için sonra bizler için zihinsel özgürlük kapısını aralamıştır. Cesareti olan kitleler O’nun gönderdiği mesajı alıp, bu kapıdan girip özgürleşme yolunda ilerleyecektir elbet…
Gözlerimizin önünde cereyan eden bu acımasız soykırıma karşı, çaresiz kalkarak şahid olduğumuz esaretimizi göstermiştir Gazze bizlere, Şerit boyu şehitlerin yükselttiği ışık ve Aaron’un yaktığı ateş bütün dünyayı aydınlatacaktır.
Bu özgürlük ihtiyacı kendimiz içindir aslında, Gazze’de olanlar ve Aaron bizleri özgürleştirmeyecekse asıl o vakit ödenen bedeller boşa gitmiş olacaktır. Bizleri çepeçevre sarmış olan Dünyalıklara, alıştırıldığımız konfor alanlarımıza, küresel hegemonyaya karşı özgürlüğümüzü ilan edebildiğimiz takdirde hem kendimiz hem Gazze hem insanlık kazanmış olacaktır.
Bizler, en ufak bir fiili bedel ödemeden, hayatımızdan taviz vermeden, risksiz alanlarda kendimizi tatmin ederek ne kendi özgürlüğümüze ne de Gazze’nin özgürlüğüne hizmet edemeyiz. Hizmet etmeyi bırakın, İsrail bu çaresiz/etkisiz/zavallı kitlenin varlığından cesaret alıp zulmünü arttırmaktadır. Bir şey yapıyormuş edasıyla meydanlarda dolaşıp ahkâm keseceğimize, adam taklidi yapıp otursak belki (her an gelebilirler diye düşündürüp) daha etkili olabiliriz zannımca…
Bizlerin ödemesi gereken bedeli Aaron tek başına sırtlanmış ve Hüseyinvâri çağları aydınlatacak bir ateş yakmıştır, kendi âzâları üzerinde yükselen. Evet Aaron, Hz.Hüseyin’in mesajının taşıyıcısı ve çağımızda bizlere hatırlatıcısı olmuştur. O gün ümmet Kerbela’da Hüseyin’i nasıl yalnız bıraktıysa, bugünde aynı ümmet Gazze’de kardeşlerini yapayalnız bıraktı. Rasyonel mantıkla baktığımızda Hüseyin’de Aaron’da (tabiri caizse) salaklık etmiştir, hegemonyaya karşı bir duruş sergilemek yerine refah içindeki hayatlarına devam etselerdi, yazılı günlerini güzelce yaşayabilirlerdi ama onlar esaret yerine özgürlüğü tercih ettiler.
Bazı arkadaşlar olayın fıkhi boyutuyla mesajı sulandırmakta, bazıları intihar edip ahiretini yaktığını dillendirmektedir. Şöyle söyleyelim; Aaron’un ahireti tehlikeye girmişse eğer, Dünya’da cennete girebilecek bir ikinci kişi dahi yok demektir. Özgürce/onurluca/insanca yaşamanın ne demek olduğunu bilmeyenler, özgürce/onurluca/insanca ölümün anlamını da idrak edemezler tabi ki. Zahire göre değerlendirip hakiki duruş ve söylemleri göremezler.
Din dediğin, hakikatin bir cüzüdür, hele hele fıkhi meseleler furuattan ibarettir. Zahirin ayrıntılarında ve fıkhın yüzeyselliğinde kalırsak, hakikatin hikmetini idrak etmek namümkündür.
Onu bunu boş verinde, Gazze’den Aaron’dan sonra bu ağırlığı üzerimizde taşıyarak nasıl yaşayacağız onu düşünelim. Nasıl evlatlarımızı öpüp koklayacağız, nasıl rızkımızı kolayca yutkunacağız, nasıl onurlu bir yaşam süreceğiz. Bu yükün ağırlığını hissetmeyenler için dünyalıklar içinde bir âlem süre gider ama onurlu her insan, şahitliğinin sorumluluğunu yerine getirene kadar yaşayan bir ölüdür artık…
“Yanmadığımıza yanmak, artık bizim kalbimizde kocaman bir yangın! Benzini üzerimize döktün Harun, yaktın bizi.”SD
Rachel gibi “zulüm bizdense, ben bizden değilim” diyen güzel insan Aaron Bushnell’ı selamlıyoruz…
Özgür Filistin, Özgür Dünya’yı yeşertecektir…
Yusuf Şanlı / 08.03.2024